top of page

Mikrobiyolojik Açıdan Maske Değerlendirmesi | Avusturyalı Biyolog Clemens Arvay

Güncelleme tarihi: 25 Şub 2023

TÜRKÇE SESLENDİRMELİ

SATIR BAŞLARI:

● Bense bugün çok daha farklı bir bakış açısını ele almak istiyorum. ÇOK KOLAY ANLAŞILIR olan mikrobiyolojik bir bakış açısını...

● Virüs kıyafetlerimiz ve hava ile temas ettiğinde ÇOK HIZLI bir şekilde etkisiz hale gelir. Çünkü virüsler KURUMAYA karşı çok dayanıksızdır.

● Hapşırdığımızda, konuştuğumuzda veya öksürdüğümüzde, eğer enfekteysek, bu virüsleri dışarıya veririz ve bir kısmı maskede kalır, bir kısmı da kalmaz.

● Ama orada KURUMA GERÇEKLEŞMEZ, çünkü her nefes alış-verişimizle ve konuşmamızla orayı ve VİRÜSLERİ SÜREKLİ NEMLİ TUTARIZ.

● Ve ellerimizle bunlarla temas ediyoruz ve böylelikle virüsün yayılmasını sağlıyoruz. Ve normalde yayılımı engellemesi amaçlanan MASKELER BUNA YOL AÇIYOR.

...

● Avusturya başbakanı Kurz ve yardımcısı Kogler'in yol açtığı başka bir fiyasko daha var ama. Halka yapılan açıklamalar. Bunlar SADECE PANİK OLUŞTURMA olarak izah edilebilecek türden.

● Kurz, 30 Mart'ta Kronen Gazetesi 'nin "Krone Televiziyonu" 'nda ve ORF 'nin "ZIB Özel" programında, YAKINDA HERKESİN, KORONA VİRÜSÜNDEN ÖLEN BİR TANIDIĞININ OLACAĞINI söyledi.

Ve aynı gün, başbakan yardımcısı Kogler de, yaptığı basın konferansında KORONA VİRÜSÜNDEN NE KADAR ÇOK İNSANIN ÖLECEĞİNİ ÇOĞU KİŞİNİN HAYAL BİLE EDEMEYECEĞİNİ söyledi.

Bunlar nasıl söylemler?!

HANGİ KANITLARA dayanarak Kurz ve Kogler bu sonucu önceden tahmin edebilir?

Bu imkansız! Bunu bilim insanları dahi bilemez.

...

----------------------------

Mikrobiyolojik Açıdan Maske Değerlendirmesi


30 Mart'ta Avusturya hükumeti, bizim artık sadece maske ile alışverişe gidebileceğimizi söyledi.

Başbakan Sebastian Kurz da kendi ifadesiyle bunun sadece bir "DENEME“ olduğunu

ve böylelikle bizim maske ile yaşamayı öğrenmemiz ve buna alışmamız gerektiğini belirtti.

Yani bu demek oluyor ki adım adım ve arka arkaya daha da sıkılaşacak yaptırımlara doğru ilerleyeceğiz. HEDEFİN kamusal alanlarda artık SADECE MASKE İLE DOLAŞMAMIZ olduğunu kendisi zaten açıkça ifade etmiştir.


Ve bu maskelerin tıbbi maskelerle de HİÇBİR ALAKASI YOK. Çok basit olarak tasarlanmış, NERDEYSE HİÇBİR ETKİSİNİN OLMADIĞI, uzmanlar da tartışmamaktadır. Maske savunucuları bile bu maskelerin MASKEYİ TAŞIYANA HİÇBİR KORUMA SAĞLAMADIĞINI elbette ki bilir. Fakat diğer insanlara muhtemelen belirli ölçüde bir koruma sağladığı varsayılır. Ama sadece ÇOK DÜŞÜK ÖLÇÜDE BİR KORUMA sağladığını maske savunucuları dahi söyler.


Bense bugün çok daha farklı bir bakış açısını ele almak istiyorum.

ÇOK KOLAY ANLAŞILIR olan mikrobiyolojik bir bakış açısını...

Böylece bu maskelerin negatif etkilerinin de olduğu, zarar verici olabileceği hatta belki negatif etkilerinin çok düşük seviyedeki pozitif etkilerinden bile fazla olabileceği gösterilebilir.


Dirsek içine öksürmek veya hapşırmak virüslerin yayılımını engellemek için en etkili yöntemdir.

Bu, birçok araştırmanın ortaya koyduğu bir sonuçtur. Virüs kıyafetlerimiz ve hava ile temas ettiğinde ÇOK HIZLI bir şekilde etkisiz hale gelir. Çünkü virüsler KURUMAYA karşı çok dayanıksızdır. Kıyafetlerimizin kumaşı virüsün nemini alır, hava da aynı şekilde nemini çeker ve virüs hızla PASİF hale gelir. Elbette virüs belki 2 gün sonra bile kumaşta tespit edilebilir. Ancak virüs artık AKTİF DEĞİLDİR.


Peki şimdi bu durum maskelerde nasıl oluyor?

Bu maskeler biz yoldayken sürekli burnumuzun ve ağzımızın üzerindedir. Hapşırdığımızda, konuştuğumuzda veya öksürdüğümüzde, eğer enfekteysek, bu virüsleri dışarıya veririz ve bir kısmı maskede kalır, bir kısmı da kalmaz. Ama orada KURUMA GERÇEKLEŞMEZ, çünkü her nefes alış-verişimizle ve konuşmamızla orayı ve VİRÜSLERİ SÜREKLİ NEMLİ TUTARIZ.

Bu yüzden de virüs PASİFİZE EDİLEMEZ, hatta tam tersine MASKENİN KIVRIMLARINDA BİRİKİR.

Orda nem de birikir ve virüsleri pasifize etmenin aksine AKTİFLİKLERİNİ DESTEKLEYİCİ uygun bir mikroklima ortamı oluşur.


Şimdi düşünün ki biz maskelerle ortalıkta dolaşıyoruz. Virüsler birikiyor ve NEFESİMİZİN NEMİ onları sürekli AKTİF TUTUYOR ve sonra maskeleri çıkartıyoruz ve ellerimizle tüm bunlarla (virüslere) temas ediyoruz ve böylelikle virüsün yayılmasını sağlıyoruz. Ve normalde yayılımı engellemesi amaçlanan MASKELER BUNA YOL AÇIYOR.


Bulaştırma sadece maskeyi çıkardığımızda değil, yüzümüzdeki mikroplu bir nesneyi her gittiğimiz yere taşıdığımızda, belki bir yere bıraktığımızda ve birinin, mesela bir çocuğun teması halinde vb. durumlarda da olabilir. Ve açıkça belirtildiği üzere bu maskelerin birden çok kez kullanılması da isteniyor. O zaman üzerindeki birikmeler de artmış oluyor. Yani bu tam olarak sorunsuz bir durum değil.

Benim için, bir biyolog olarak bunlar, bu tip basit bir maske takmamam için ikna edici sebepler.

İllaki maske takılacaksa da tıbbi maske olmalıdır ama onları da milyonlarca insan için sağlayamayız.


Fakat benim için asıl önemli soru, birbiriyle çelişkili bu kadar çok uzman görüşü varken,

neden hep sadece bir tanesi, "deyim yerindeyse" talimatları veriyor? Ve neden bu görüşü kusursuz kabul etmeyenler dışlanıp düşman olarak kabul ediliyor? Örneğin ben. Ben bunu bizzat yaşıyorum. Ben bu önlemleri esas itibariyle sorgulamıyorum. Ben bu durumu önemsizleştirmiyorum ama detaylara inerek bir biyolog olarak farklı bir görüşü temsil etmeye cesaret edebiliyorum hala. Ben bunu gündelik hayatta da çok güçlü şekilde hissediyorum, sadece sosyal medyada değil, gündelik durumlarda da... Ayrıca bu durumdan şüphe duyup rahatsız olan bir çok insan da var. Neden görüşler artık tartışmaya açılmıyor? Neden uzmanlarda bile fikir çeşitliliğine izin verilmiyor?


Evet, maskelerin hapşırma sırasında virüsleri belli bir oranda tutabileceğine dair deneyler var.

Bu doğru. Ancak bunlar deney. Bir seferlik etkinin gözlemlendiği deneyler bunlar. Bir seferlik bir hapşırma mesela... ya da hapşırmanın bir simülasyonu. Ve laboratuvarda virüslerin bir kısmının tutulduğu belki gözlemlenebilir. Bu, maskelerin kullanımının hedeflendiği hastane ve huzurevleri için uygundur. Ve buralar maskelerin kullanımıyla ilgili insanların kapsamlı olarak eğitimini alabileceği yerlerdir. Ama bunları milyonlarca insana dağıtıp, üstüne bir de maske sıkıntısı çekilebileceği kaygısıyla maskelerin tekrar tekrar kullanılmasını istemek kabul edilemez.


Avusturya başbakanı Kurz ve yardımcısı Kogler'in yol açtığı başka bir fiyasko daha var ama.

Halka yapılan açıklamalar. Bunlar SADECE PANİK OLUŞTURMA olarak izah edilebilecek türden.

Kurz, 30 Mart'ta Kronen Gazetesi 'nin "Krone Televiziyonu" 'nda ve ORF 'nin "ZIB Özel" programında, YAKINDA HERKESİN, KORONA VİRÜSÜNDEN ÖLEN BİR TANIDIĞININ OLACAĞINI söyledi. Ve aynı gün, başbakan yardımcısı Kogler de, yaptığı basın konferansında KORONA VİRÜSÜNDEN NE KADAR ÇOK İNSANIN ÖLECEĞİNİ ÇOĞU KİŞİNİN HAYAL BİLE EDEMEYECEĞİNİ söyledi.

Bunlar nasıl söylemler?!

Editörün Notu: Şimdi siyasilerin GERÇEKLEŞMEYEN bu vb. iddiaları gayet normal karşılanıp KOMPLO TEORİSİ SAYILMIYOR ama bu biyolog vb. uzman bilim insanlarının karşı yöndeki, üstelik bilimsel temeli de olan açıklamaları KOMPLO TEORİSİ SAYILIYOR öyle mi?

HANGİ KANITLARA dayanarak Kurz ve Kogler bu sonucu önceden tahmin edebilir? Bu imkansız! Bunu bilim insanları dahi bilemez. Ve bizim başbakanımız çıkıp “HERKES KORONADAN ÖLEN BİRİNİ TANIYACAK" derse bu korku ve paniğe yol açar. Ve bu tamamen SORUMSUZCADIR.

Ve problemin gerçekçi ve mantıklı şekilde ele alınmasıyla artık HİÇBİR ALAKASI YOKTUR.


Ayrıca, söylenenler hiçbir şekilde Avusturya ve Almanya'daki VERİLERLE DE ÖRTÜŞMÜYOR.

Almanca konuşulan bölgelerde durum, "HERKESİN YAKINDA, VİRÜSTEN ÖLEN BİRİNİ TANIYACAĞI" iddiası yönünde gelişmiyor.


Biyolog Clemens Arvay

Çeviri Desteği : Destan Luise



Kaynaklar:

"ilaç dışı alınabilecek önlemlerin riskin azaltılması ve influenzanın yayılmasına etkileri"

"Non-pharmaceutical public health measures for mitigating the risk and impact of epidemic and pandemic influenza"

730 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page