top of page

Yetkililerin Maske Kullanımıyla İlgili ÇELİŞKİLİ Açıklamaları - Dr. Bilgehan Bilge

Güncelleme tarihi: 25 Şub 2023

Beyin Cerrahı Dr. Bilgehan Bilge'nin yetkililerce MASKELER hakkında yapılan ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALARA dair tespitleri...

Şimdiye kadar toplum, MASKE konusunda iki farklı bilgi bombardımanına tutuldu.

Başlangıçta,

Yani “maske üretimi” henüz yeterli değilken ve bazı üretici tekellerin eline geçmemişken sizlere dendi ki:

Maske sizi korumaz. Hatta yetersiz oksijen aldığınız için virüsün bulaşma ve hastalandırma riskini arttırır. Hasta olanlar maske takarsa zaten işgal edilmiş akciğerlerine daha az oksijen gider ve ölüm riski artar.

Hop. Maske “gereksiz ve hatta tehlikeli” ilan edildi.

Hepiniz inandınız. Çünkü gerçek payı %100’dü.

Bugüne kadar (2019) yapılan araştırmalar maskenin virüs bulaşmasından korumayacağını garanti ediyordu. Üstelik gerçekten solunum sıkıntısı ve alerjik astım riski taşıyorlardı.

Derken,

maske imalatı ve stoklar belirlendi. Kartlar yeniden karıldı.

Bu sefer yönetici sınıf dedi ki:

Maskeyi sadece hasta olan taksın. Ve sadece sağlık profesyonelleri kullansın. Diğerlerinin takmasına gerek yok!.. Ama isteyen takabilir.

Maske takmanın zararları ile ilgili haberler bıçak gibi kesildi.

Çoğumuz bu yeni bilgi ve uyarıya sazan gibi atladık.


Koca, koca devletler maske savaşına girdi.

Sağlık profesyonelleri ve hastaların ihtiyacı zar zor karşılandı.

Talep alevlendi. Arz sabit kaldı. Malın değeri yükseldi.

Bu arada merdiven altı atölyelerden, dünyaca ünlü tekstil markalarına kadar herkes maske üretimine çoktan başlamıştı.

Stoklar gün be gün şişti.

O yokluk günlerinde:

Can havli ile tıbbi maske bulan buldu, bulamayan donundan maske yaptı.

Ve final:

Hepiniz maske takın. Takmayan ölür mesajı geldi.

Yetmedi:

Takmayan cahil, toplum düşmanı ve hatta vatan haini ilan edildi.

Yetmedi:

Zorunlu hale getirildi ve hatta takmayan cezalandırılacak. Denildi.

El mecbur ne yapalım çoluk, çocuk, yaşlı genç taktık.

Taktık takmasına da!..

Taktığımızın ne olduğunu bilmiyoruz ki!..

Takar takmaz nefes darlığı yaşayan var,

Astım krizi geçiren var,

Boğaz ağrısı yaşayan var,

Baş ağrısı başlayan var,

Göğsü sıkışan var,

Sinüziti azan var,

Ne taktık biz?

Tamamı sentetik kimyasallardan oluşan bu maskenin içeriği ne?

Leş gibi kokuyorlar. Bu koku ne?

35 yıldır takıyorum ben bu mereti.

30 yıldır hemen her gün.

Bu güne kadar hiç reaksiyon göstermedi vücudum.

Ama son birkaç ayda,

Yıllardır taktığım maske ya gözlerimi kan çanağı yapıyor, ya beş dakika içinde nefesimi daraltıyor ya da genzimi yakıyor.

Bu maskeler o eski kullandığım maskeler değil.

Allerjik mi?, Kanserojen mi? Toksik mi?, Fibrotik mi?

Bilen var mı?

Denetleyen var mı?

İnceleyen var mı?

Yarın öbür gün yıllarca bizim kanserojen asbestli borulardan su içmemiz gibi bir şey olmasın?

Yarın öbür gün çoluğumuza, çocuğumuza yedirdiğimiz kanserojen madde içeren mamalar, şekerlemeler, abur, cuburlar gibi olmasın?

Hani giydiğimiz terlikten, iç donuna kadar, boya kaleminden, tüylü oyuncağa kadar yüz binlerce eşyada “kanser yapıcı, astım yapıcı, alerji yapıcı.” Maddeler tespit ettik ya!..

Yarın öbür gün. "Kusura bakmayın bu maskeler kanser yapıyormuş, akciğer hastalığı yapıyormuş, KOAH nedeniymiş falan gibi haberlerle bizim karşımıza çıkılmasın!."

Hani bu zorunlu maskeler şimdiden insanlarda çeşitli sıkıntılar yaratıyor.

Yarın yağmurdan kaçarken bırak doluyu, çığa yakalanmış olmayalım.

Zorunlu olarak.

Bu maske yapımında kullanılan sentetik elyaf ve kimyasalları araştıran var mı?

Birden bire her gün yüz milyonlarca üretilmesi bana pek doğal gelmiyor da!..

Yaşadıklarım da pek doğal değil.

Dr. Bilgehan Bilge

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı

(Maskelerle ilgili diğer yazılarını hemen altta okuyabilirsiniz)


İlişkili Haberler:

Bu karar, çok ciddi ve çok büyük bir hata!.. Ve maalesef bu hatalı kararı körükleyenler benim meslektaşlarım. Meslektaşlarım derken yanlış anlaşılmasın. Cerrahlar değil. Körükleyenler klinisyen hekimler. Halk sağlığı uzmanları, mikrobiyologlar, enfeksiyon hastalıkları uzmanları, dahiliye uzmanları.


Yazıdan Satır Başları... Deneysel çalışmalar;

• Bez maskelerde %80 oranında,

• Cerrahi maskelerde %65 oranında,

• N95 maskelerinde %5 oranında

“koruyamama- geçirgenlik“ olduğunu ortaya koyar.

--------------------------

“Olsun, az da olsa koruyor” diyebilirsiniz.

Verilen bu oranlar KORUMA oranı DEĞİL, virüs partikülü GEÇİRME oranıdır.

--------------------------

Yani %95 koruyan bir maske sizi %95 HASTALIKTAN KORUMAZ. Sadece maruz kaldığınız virüslerin %95’ini filtreler, GERİ KALANINI SOLUNUM YOLLARINIZA GÖNDERİR.

• Bir anda 1 milyon virüs partikülüne maruz kaldığınızda bu virüslerin (300 nanometreden büyük olanlarının 950.000 tanesi maskenizde kalır. 50.000 tanesi solunum yoluna gider. Hastalanmanız için 1.000 partikül yeterli.

--------------------------

Yani çok mükemmel bir şekilde taktığınız N95 BİLE bu sayının 50 kat kadarı virüsün vücudunuza girişini ENGELLEMEZ.

Yazının Tamamı için tıklayınız



Mikrobiyolojik Açıdan Maske Değerlendirmesi | Avusturyalı Biyolog Clemens Arvay

  • ÇOK KOLAY ANLAŞILIR olan FARKLI BİR BAKIŞ AÇISIYLA...

  • Virüs, kıyafetlerimiz ve hava ile temas ettiğinde ÇOK HIZLI bir şekilde ETKİSİZ hale gelir. Çünkü virüsler KURUMAYA karşı ÇOK DAYANIKSIZDIR.


Doktorların %90'ı YÜZ MASKESİ Kullanımını ZARARLI Buluyor | Dr. Rashid Buttar ve 100 Doktor Paneli


Kaynaklar:

7.220 görüntüleme
bottom of page