Videonun Metni :
Endokrinci arkadaşlarımla konuşuyorum, endokronologlarla...
Diyorum ki "bak, hastaların iyileşmiyor. Tip2 diyabette iyileşen kimse yok. Hiç mi merak etmiyorsun?"
ama diyor "Bi dakka. Ben kitapta yazan her şeyi yaptım. Kongrede anlatılan her şeyi yaptım. En yeni yayınları takip ettim. Ne deniyorsa yaptım. Hasta iyileşmiyor ama benim suçum değil ki! Dünya bu..."
Yani doktorlar aslında bir fanusun içine hapsediliyorlar. Okuldaki eğitim döneminden itibaren öğretilen neyse, hepsi ilaç firmalarının güdümünde yerleşen bilgiler.
"Dünya bu" diyor. "Yapabileceğim hiçbir şey yok"
Halbuki var. Yapabileceğimiz çok şey var. Bunla da ilgili yayınlar çıkıyor. Ama bunlar çok güzel, diğer büyük kahir ekseriyeti olan yayınların içinde boğuluyor.
Niye böyle oluyor biliyor musunuz? Net olarak söyleyeyim size.
2015 yılında British Medical Journal Dergisi'nde çok önemli bir meta analiz yayınlandı.
Bu meta analizde son 20 sene içinde devlet ilaçlarının etkinliği ile ilgili yapılmış yayınlara bakıldı.
Tam 3792 tane yayın taradılar. Neye baktılar? Çıkar ilişkisine baktılar.
3792 yayından %94'ünü diyabet ilacı üreten firmalar finanse etmiş
Yani ilaç firmaları hem hastaları hem doktorları kandırıyor mu?
İlaç firmaları bütün bir sektörü kontrol altına alıyorlar.
İlaç firmaları olaya bir sektör gözüyle bakıyor, bir pazar gözüyle bakıyor.
Efendim, ilaç firmaları insanlığın faydasına çalışırmış, hastalıkları iyileştirmek için emek harcamışlar. Bunların hepsi kocaman palavralar.
Kimse kusura bakmasın, ilaç firmaları ticari firmalardır, kar etmek için çalışırlar.
Koruyucu hekimlik ya da hastalıkların iyileştirilmesi diye bir kaygıları yoktur.
İlaç firmaları sadece pazar paylarına bakarlar. İnanmayan herhangi bir ilaç firmasının internet sitesine girer, gelecekle ilgili planlarını okur. Hepsi bunu açıkça yazarlar. Bir inşaat firması nasıl büyümek isterse, para kazanmak isterse, ilaç firması da büyümek ister, para kazanmak ister.
Onlar için Toplum Sağlığı diye bir kaygı yoktur.
* * *
Ne demek ilaçsız yaşam?
İnsanoğlu aşağı yukarı 200 bin yıldır arkeolojik bulgulara göre, 200 bin yıldır yaklaşık, dünya üzerinde yaşıyor.
200 bin yıl boyunca insanoğlu bugün bizim ilaç dediğimiz kimyasal maddeleri kullanmadı.
200 bin yıl boyunca İnsanoğlu hastalıklardan korunmak için beslenmeyi kullandı, akupunkturu kullandı. Hastalandığı zaman yine beslenmeyi, bitkileri yani fitoterapiyi ve akupunkturu kullanarak iyileşti. Bu az uz bir süre değil. 200.000 yıl boyunca İnsanoğlu ilaç olmadan soyunu sürdürebileceğini ispatladı. Dünya üzerinde kurulmuş tüm medeniyetler, Dünya üzerinde kurulmuş tüm devletler ilaçsız yaşadı. Çok övündüğümüz bizim Ata Devletimiz Osmanlı Devleti 600 yıl boyunca yaşadı. Ve Osmanlı Devleti'nin yaşadığı 600 yıl boyunca bizim bugün kullandığımız hiçbir ilaç yoktu.
Yani sanıldığı gibi ilaçlar öyle tarihten beri var olan şeyler değil.
Bugün sizin ilaç namına kullandığınız maddelerin %99'u son 40-50 yıldır piyasaya çıkan maddelerdir. Yani hepi topu 200 bin yıllık insanlık tarihinde sadece iki jenerasyon bu ilaçları kullandı. Bu ilaçların soyumuza ne yapacağını bilmiyoruz. Sağlığımıza ne yapacağını bilmiyoruz. Üstelik dünya tarihine baktığınız zaman bu modern tıp ekolünün çıkardığı kimyasal ilaçlarla ilgili bir sürü "Pardon" görürsünüz.
İlaçlar piyasaya çıkar. Mucize ilaç gibi sunulur. Ondan sonra bir süre geçer "Pardon bu ilaç şu yan etkiyi yapıyormuş, pardon bu ilaç öldürüyormuş" denilip piyasadan çekilir. Hatta bu kanıta dayalı olduğunu iddia eden modern tıp ekolü pek çok veriyi gizlediği için geçmişte defalarca ceza almıştır.
Bu modern tıp ekolü zamanında hamilelikte mide bulantısı ilacı diye hamilelere güvenli ilaç olarak Thalidomide ilacını sattılar. Thalidomide kullanan hamilelerin yüzbinlerce çocuğu düşük olarak doğduğu, ölü doğdu, öldü ve yetmedi doğan çocuklar da kolsuz bacaksız doğdu. Şu anda bu Tahlidomide bebekleri Avrupa'da hala yaşamaya devam ediyorlar.
Bu ilaç sektörünün geçmişinde bir sürü mucize ilaç, daha sonra "Pardon, öldürüyormuş" denilerek kaldırılmıştır. Bizim savunduğumuz ilaçsız yaşam ve fitoterapi ekolünün tarihinde böyle bir şey yoktur.
Dolayısıyla ilaçsız yaşam mümkündür.
Asıl ilaçlı yaşam mümkün değildir. İlaçların bize ne yapacağını bilmiyoruz. Sağlığınıza sahip çıkmak sizin elinizde. Beslenmeyi düzenleyerek, doğru egzersiz yaparak, bitkilerden faydalanarak pekala ilaçsız yaşayabilirsiniz, hastalıklarınızı da doğru beslenerek iyileştirebilirsiniz.
Bugün insalığın başına bela olan kronik dejeneratif hastalıkların pek çoğu sadece beslenme ile ve doğru basit takviyelerle iyileşebilecek hastalıklardır.
Ama bunlar tam tersine kimyasal ilaçlar verilerek beslenmeye hiç önem verilmeyerek iyileştirilmemekte ve kocaman bir ilaç sektörü yaratılmaktadır.
Bugün ilaç sektörü kendi pazarını kendisi yaratan bir sektör halindedir.
Eğer sağlığınıza sahip çıkmak istiyorsanız, ilaç sektörünün oyuncağı olmamak istiyorsanız çoluğunuz çocuğunuz hastalanmasın istiyorsanız, o zaman lütfen beslenmenize dikkat edin, mutfağınızı toparlayın, sofranıza ne gıda koyduğunuzu bilin. Markette satılana razı olmayın, o gıdanın ne olduğunu bilin, doğru gıdayla hareket edin. Sağlığınıza sahip çıkmak sizin elinizde.
Kaynaklar :
6 Aralık 2019 Tedavi Yöntemleri - İlaçsız Yaşam Mümkün mü?
Comments