top of page

Bir Yalan Ne Kadar Büyükse İnananı da O Kadar Çok Olur.

Güncelleme tarihi: 25 Şub 2023

LondonReal Dijital Özgürlük Platformunda Brian Rose ile David Icke'nin "BİZİ SUSTURAMAYACAKLAR" Konulu Sohbetinin Özeti


"Var olan bir şeyi yok gibi göster, yok olan bir şeyi var gibi göster"

General Sun Tzu M.Ö. 600 "Savaş Sanatı" adlı eserinden.


Yeni dünya düzeni geliyor dediler. Dünya asla eskisi gibi olmayacak dediler. Ana akım medya ve sosyal medya destekli PANDEMİ PARODİSİ, para baronlarına istedikleri her şeyi fazlasıyla verdi. Tüm dünyanın psikolojisi bozuldu. Bugün dünyada yaşadığımızın adı tam olarak PSİKOLOJİK SAVAŞTIR.


Küresel elit tüm insanlığa savaş açmıştır. Büyük bir insanlık ve savaş suçu işlenmektedir. Sosyal mesafe adı altında insanoğlu; paranoya, kaygı bozukluğu ve travmaya sürüklendi. Nihayetinde global olarak ZORUNLU BİR AŞININ tüm dünya vatandaşlarına uygulanmasından bahsediliyor. Kenya'da 500.000 kız çocuğunu tetanoz aşısı yapacağız diye kandırarak KISIR bırakanlara nasıl güveneceğiz?


Corona'dan sonra dünyada işsizlik oranları olağanüstü arttı ve artmaya devam edecek. Kapanan iş yerlerinin tekrar açılması mümkün görünmüyor. Dünya genelinde gündelik yevmiye ile çalışan insanlar aylardır karnını doyurmakta, kiralarını ödemekte ve faturalarını ödemekte zorluk çekiyor. Küçük ölçekli işletmeler zaten battı. Küresel çete, orta ve büyük ölçekli firmaları çok ucuz rakamlarla ele geçirmeyi planlıyorlar ve bunu başaracaklar. BU SAÇMALIĞA BİR SON VERMEK ZORUNDAYIZ! Artık düşmanı tanıyoruz ve düşmanı tanımak, ona karşı zafer kazanmanın ilk adımıdır.


Yüksek duvarlar arkasında yaşayan; para baronları, silikon vadisinin devleri ve çevrelerindeki çıkar mafyasının bütün dertleri, gücü merkezileştirmek. Dünyayı daha kolay yönetilebilir ve insanları daha kolay sömürülebilir hale getirmek niyetindeler. Şu anda her şey normalleşmeye doğru gidiyor gibi görünse de bir kaç ay içinde, yine medyanın pompalaması ile tiyatronun ikinci ve üçüncü bölümleri başlayacak. Planları tıkır tıkır işliyor. Ne yazık ki İnsanların büyük kısmı, bu düzenbazların sergiledikleri sihirbazlıklar sayesinde tamamen hipnotize edilmiş durumda.


Şu anda hepimiz, ayrımcılığı, ırkçılığı ve ön yargılarımızı bir kenara bırakarak bu saçmalık ile baş edebilmenin yollarını aramalıyız. Firavun gibi, kendisini dünyanın sahibi zanneden küresel elit, ellerindeki bütün imkanlarla aptallığımızı ve korkularımızı besliyor. Renk, cinsiyet, milliyet ayrımı yapmaksızın insanlığı köleliğe doğru sürüklüyor.


Neredeyse tüm dünyada uygulanan sokağa çıkma yasağı, sosyal mesafe kurallarına uyma, maske kullanımı ve insanlar arasında diyaloğu kesme gibi yöntemler asırlar önce krallıkların kullandığı "BÖL ve YÖNET" stratejisinin ta kendisindir. Bizleri bu şekilde bölmeden kesinlikle kontrol altında tutamazlar.


Eğer küçük bir azınlık olarak büyük kitleleri kontrol altına almak istiyorsanız, onları bölmek ve birbirlerine karşı savaştırmak dışında bir alternatifiniz yoktur. İnsanların siyah-beyaz, Müslüman - Hristiyan gibi sınıflara ayrılması çetenin ekmeğine yağ sürüyor. Siyahiler ile beyazları bölmek ve protesto gösterileri ile grupları karşı karşıya getirmek bu yüzden işlerine geliyor. Sokaklarda sosyal mesafe kurallarına uymaksızın protesto gösterisi yapanları ekranlara taşımaktan da büyük keyif alıyorlar. Oysa bütün bunlar şimdiye kadar söyledikleriyle tamı tamına çelişiyor. Dolayısıyla küresel çetenin işine yarayan her şeye izin ve destek var, küresel çetenin amaçlarına zarar verebilecek her şey ise baskı altına alınıyor, sansürleniyor ve yasaklanıyor.


Bu savaş insanlığa karşı açılmış bir savaştır. Karşı karşıya olduğumuz ekonomik bir sınıf savaşıdır. Bu yüzden insanlığa karşı açılmış bir savaşta kendinizi bir ırka, bir cinsiyete, bir dine veya ten rengine ait olarak görmeyiz. Her insan değerlidir. Tüm insanlık bir ailedir. Kendinizi sadece insan, bir dünya vatandaşı olarak tanımlamanız karşımızdaki düşmanın en büyük korkusudur.


Tüm insanlığı birleştirmenin, sayıca küçük fakat profesyonelce yönetilen ve organize çalışan çıkar çeteleri ve para baronlarına karşı insanlığı koruyabilmenin yegane yolu budur. Bunu başaramazsak bir avuç kan emici vampir, tüm insanlığa diz çöktürecek. Yeni dünya düzeni adını verdikleri, kurallarını tamamen kendilerinin koyduğu bir orman toplumu oluşturacaklar. Bunu 2030 yılına kadar tamamlamak niyetindeler. Küresel çete, pandemi boyunca işsiz, aç ve çaresiz bırakılmış insanları karşı karşıya getirip kaos ortamını tırmandırdı. Kaos ortamını derinleştirmek, insanlarda korku ve güvensizlik hissi uyandırmak için hapishaneleri boşaltmak da, küresel çetenin planının bir parçasıydı.


İnsanların birbirinden şüphe duymasını ve birbirlerinden uzaklaşmalarını hedefliyorlar. En büyük hedefleri çocuklar. En büyük zararı da çocuklar görüyor. Çocuklar korkutuluyorlar, yalnızlaştırılıyor, aileleri ile temas kuramıyor hatta anneleri tarafından bile sarılıp sarmalanamıyorlar. Çocuklar bilgisayarlarla ve yapay zeka ile baş başa kalıyor. Asosyal robotik bir nesil yetiştirmek istiyorlar. Çocuklarımız dolayısıyla insanlığın geleceği psikolojik olarak programlanıyor.


● Tüm din, ırk, cinsiyet ve renklerdeki insanlar arasında mükemmel insanlar olduğu gibi, ruh hastası düzeyinde psikopatlar da vardır. ● Tüm insanlığı kurban psikolojisine sokup cesaretlerini kırmak ve kendilerine muhtaç hale getirmek istiyorlar. (Asgari geçim ücreti dedikleri budur) ● Ana akım medyada gördüğünüz her şeye inanıp algılarınızı etkilemesine ve fikirlerinizi oluşturmasına izin vermeyin. ● Aynı cümleleri papağan gibi tekrar eden, aynı kaynaklardan beslenen medya organlarının sunduğu bilgilerden şüphe duyun. ● Ne olduğunu değil, bu olayların neden olduğunu kavramaya çalışın aksi halde algılarınız, farkında olmadan küresel çetenin güdümüne girer. ● Dünyanın nereye götürülmeye çalışıldığını ve bunun kimler tarafından ve hangi metotlar kullanılarak yapıldığını anlamaya çalışın. ● Bağımsız olduğu söylenen kuruluşların amaçlarını ve kimler tarafından finanse edildiğini mutlaka araştırın. ● Bugün siyahi hareketi desteklediğini beyan eden finansörler, bir zamanlar dünyaya kölelik sistemini getirenlerin çocuklarıdır. ● Birçok uluslararası şirket üst düzey yöneticisinin 20 Mart 2020 öncesi istifa edip ortadan kaybolması ödlerinin kopmasından kaynaklanıyor. Biz daha güçlüyüz. ● Küresel mafyanın desteklediği hiçbir örgüt sistemi değiştiremez çünkü küresel mafya sistemin ta kendisidir. ● Sahip oldukları medya gücüyle sürekli değiştirmeye çalıştırdıkları gündeme değil "onların" planları ile ilgili önemli olan şeylere odaklanın. ● Olayları derinlemesine sorgulayın. Gerçekleşen bir olay kimlerin işine yarar sorusunu kendinize sürekli sorun. ● Her kim maske takmaktan bahsedip, İnsanları birbirinden fiziksel ve psikolojik olarak uzaklaştırıyorsa bu onun işine yarıyordur. ● Her kim ailelerin bir araya gelmesine, çocukların normal insanlar gibi sosyalleşmesine mani oluyorsa bu onun işine yarıyordur. ● Geriye dönüp baktığımızda, "her şey biz yaşarken oldu" dememek için ve çocuklarımızın yüzüne bakabilmek için şimdi mücadele etmeliyiz. ● Zorunlu aşılama girişimine karşı olağanca gücümüzle mücadele etmeliyiz. ● Maske takmayarak, bol bol oksijen alıp bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. ● Doktorların neredeyse %90'ı yüz maskesi kullanımına karşıdır. ● Yüz maskesi takmanız, soluduğunuz oksijen oranını azaltır. Üstüne üstlük maske içinde hapis olan karbondioksiti tekrar tekrar solursunuz. Yüz maskesi kullanımı akciğerinize daha az oksijen daha çok karbondioksit ulaşmasına neden olur. ● Aylardır maskeyle dolaşan insanların bağışıklık sistemi zayıflatıldı ve tembelleştirildi. Kortizon seviyeleri yükseldi. Şu anda her türlü virüs, mantar, parazit, bakteri ve mikroplaşma gibi tehditlere karşı daha savunmasız hale geldiler. Aylardır evlerinde hapis hayatı yaşayan insanlar hem finansal, hem duygusal hem de psikolojik olarak stres altına girdiler.


Uyguladıkları taktik şudur: Düşmanını ne kadar çok savunma yapmaya sevk edersen, onu o kadar zayıflatmış olursun...



Kaynak:

2.408 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments