Op. Dr. Bilgehan Bilge
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı
Yazıdan SATIR BAŞLARI...
● Sizi asla korumayan ama sizi şimdi veya gelecekte ölümcül riskler altına sokan bir tehdit ile karşı karşıyasınız. Tüm bu gerçeklere rağmen maske takmak isteyen taksın. Tıpkı sigara gibi, zararlarını bildiği halde kullanmak kişisel tercihtir.
● Gelelim bize: Cerrahların büyük çoğunluğu mesleklerini icra ederken günde 3, 4 ve hatta 10 saat maske kullanır. Madem bu maske oksijeni azaltır. O zaman bu cerrahlar neden ölmüyor? Gibi ilkel sorulara cevap olsun. Ve maalesef bu soruyu soranlar içerisinde tıp eğitimi alan kardeşlerimiz ve hatta az sayıda cerrah da var.
● Ameliyathane atmosferi sokak veya ev atmosferinden farklıdır. Çok iyi ve yüksek seviyede oksijen, temiz hava içeren ve pozitif basınçlı bir atmosferdir. İçerisi yani ameliyathane soğuktur. 20-24 derecedir. Bu da oksijen ihtiyacını azaltır. Cerrah nerede ise bir metrekare içerisinde efor sarf eder. Yani ameliyathane içerisinde yürümez, koşmaz, ağırlık kaldırmaz.
● Tüm bu gerçek veriler ışığı altında. Kullanan kullansın. Ama bırakın da kullanmayan yaşama hakkını kullansın.
Boş beleş, ezber bilgiler ile toplum üzerinde panik, histeri ve paranoya yaratmayın. Maske net bir şekilde öldürür ve bu virüs bulaşıcılığında hiçbir işe yaramaz. Tıpkı sosyal mesafe gibi.
BEYİNCİ
“Bir beyinci yazmış. Maske öldürür demiş. Madem maske öldürür, maske takan cerrahlar niye ölmüyor?”
Sevgili Facebook arkadaşlarım,
Sizlerle bu virüs için maske kullanmanın faydasızlığı ve maske kullanmanın yan etkileri ile ilgili bilgi ve uyarı içeren birkaç makale paylaştım.
Eksik olmayın. Benim sizlere aktardığım bu uyarı ve bilgi sosyal medya üzerinden yayılmış.
Ne mutlu bana.
Ev içerisinde kalmamış ve binlerce insana ulaşmış.
Ama makale girişinde yazdığım gibi tepkiler de var.
Küfür eden bile varmış.
Muhtemelen maske üreticisidir.
O da haklı. Neticede ekmek parası.
Şimdiye kadar,
Büyük çoğunluğunuzun kullandığı tıbbi, cerrahi, bez ve 3m maskelerin Covid-19 benzeri virüslerin bulaşıcılığını engellemediği bilgisini içeren yüzlerce saygın bilim insanı ve kurumun yaptığı çalışmaların sonuçlarını sizlerle paylaştım.
Ve özellikle 2020 yılı öncesi bağımsız araştırmaları esas aldım.
Neden 2020 yılı öncesi?
Çünkü. Günümüzde “maske” öncelikle bir ticari meta haline gelmiştir.
Ve ayrıca asıl işlevinden uzaklaşarak dünyada farklı siyasi ve politik düşüncelerin, görüşlerin adeta pankartı olarak algılanmaktadır.
Bu yüzden 2019’un son çeyreği ve 2020 yılında yayınlanmış “bilimsel” makaleler “etki altında kalma şüphesi” içerir.
Bağımsızlığı tartışılır.
Biz maske ile ilgili 2018 yılına kadar yayınlanmış araştırma sonuçlarını daha sıhhatli ve tarafsız buluruz.
Maske ile ilgili;
Tekrar hatırlatayım:
Maske sizi bu virüs enfeksiyonundan korumaz. Öyle olsa idi tüm virüs laboratuarlarında maske yeterli olurdu ve maske takan hiçbir sağlık profesyoneli hastalanmazdı.
Maske bir kolektör gibi virüs toplar ve sizin daha ağır bir şekilde hastalanmanıza sebep olur.
Maske kullanımı profesyonel bir tecrübe gerektirir.
Maske yetersiz oksijen almanıza sebep olur. Bu da kronik kalp, damar hastalığı, beyin damar hastalığı, hipertansiyon hastalığı gibi hallerde ölümcül risk arttırır.
Maske KOAH, Astım, Amfizem gibi solunum yolları hastalıklarını alevlendirir.
Maske yapımında kullanılan sentetik materyallerin kısa ve orta süre içerisinde ne gibi hastalıklara sebebiyet verebilecekleri araştırılmamıştır. İleride alerjik reaksiyon altyapısı ve hatta kansere sebebiyet verme ihtimalleri mevcuttur.
Özetle:
Sizi asla korumayan ama sizi şimdi veya gelecekte ölümcül riskler altına sokan bir tehdit ile karşı karşıyasınız.
Umarım bu konu ile ilgili bilimsel uyarılar dikkate alınır ve zorunlu uygulama kaldırılır.
Tüm bu gerçeklere rağmen takmak isteyen taksın.
Tıpkı sigara gibi,
Zararlarını bildiği halde kullanmak kişisel tercihtir.
Gelelim bize:
Yani meslek hayatlarında maske kullanmak zorunda olan cerrahlara.
Cerrahların büyük çoğunluğu mesleklerini icra ederken günde 3, 4 ve hatta 10 saat maske kullanır.
Madem bu maske oksijeni azaltır. O zaman bu cerrahlar neden ölmüyor?
Gibi ilkel sorulara cevap olsun.
Ve maalesef bu soruyu soranlar içerisinde tıp eğitimi alan kardeşlerimiz ve hatta az sayıda cerrah da var.
Cerrahlar gerçekten de yeri gelir 8-10 saat süre ile kesintisiz maske takarlar.
Bu çok istisnai bir durumdur.
Genellikle bu tip uzun ameliyatlarda iki-üç saatte bir mola verilir.
Veya ekip değiştirilir.
Ameliyathane atmosferi sokak veya ev atmosferinden farklıdır.
Çok iyi ve yüksek seviyede oksijen, temiz hava içeren ve pozitif basınçlı bir atmosferdir.
İçerisi yani ameliyathane soğuktur. 20-24 derecedir. Bu da oksijen ihtiyacını azaltır.
Cerrah nerede ise bir metrekare içerisinde efor sarf eder. Yani ameliyathane içerisinde yürümez, koşmaz, ağırlık kaldırmaz.
Tüm bu olumlu çevre koşullarına rağmen
Yani uygun ısı, taze hava, yüksek oksijen oranı ve vücudun kas kütlesinin çok azının çalışmasına rağmen.
Cerrah yorulur.
Uzun bir ameliyat sonrası beti benzi atmış bir vaziyette çıkar salondan.
Dayak yemiş gibi yorgundur. Bir kısmı baş ağrısı, hafif bilinç bulanıklığı, dengesizlik yaşar.
Ameliyat sırasında kalp ve beyin damar hastalığı geçiren cerrah sayısı az değildir.
Bu tablonun sebebi maske kullanmanın yan etkilerinden ibarettir.
2018 yılına kadar bu konuda yayınlanmış bilimsel araştırmaları inceledim.
Maske kullanan cerrahlar ve ameliyathane personelleri araştırılmış.
Yüksek oksijen ve iyi havalandırma koşulları olan ameliyathanelerde,
Maske kullanan cerrahi ekibin kan dolaşımında oksijen miktarının %5- 20 oranında düştüğü saptanmış.
Ne olacak yani %5-20 düşsün. Bu da tehlikemi?
Evet tehlike.
Çok iyi havalandırılan ve dış atmosfere göre çok yüksek oksijen ihtiva eden ameliyathane ortamında bile kan oksijeni %5-20 oranında düşüyorsa. Ev içi ve sokaklarda az oksijen içeren atmosferde akciğer hastalığı olan ve sınırda kan oksijeni ile yaşayan veya kalp, damar hastalığı, beyin damar hastalığı ve hipertansiyon hastalığı yaşayan insanlarda maske ne kadar kan oksijeni düşürür?
Ve bu oksijen kaybının sonuçları ne olur?
Kaç insanımız kalp krizi geçirir?
Kaç insanımız beyin inmesi yaşar?
Kaç insanımız hipertansiyon krizine girer?
Kaç insanımız astım krizi ve solunum yetmezliği yaşar?
Kaç insanımız ölür?
Ve ne uğruna?
Covid-19 gibi bir virüs için hiçbir koruyuculuğu olmayan maske taktıkları için.
Ve diyelim ki tek başına bu maske koruyor. Ve diyelim ki korunmak için tepeden tırnağa astronot gibi giyinen adamlar abartıyor.(Ki onlar bile virüse yakalanıyor.)
Maske takalım.
Bu virüsün öldürücülüğü ne?
Bulaşsa bile yüz bin de bir.
Peki maske kullanımının tetiklediği Astım, KOAH, Kalp, Beyin damar hastalıkları, Hipertansiyon, Allerjik reaksiyonlar ne kadar öldürücü?!...
Tüm bu gerçek veriler ışığı altında.
Kullanan kullansın.
Ama bırakın da kullanmayan yaşama hakkını kullansın.
Boş beleş, ezber bilgiler ile toplum üzerinde panik, histeri ve paranoya yaratmayın.
Maske net bir şekilde öldürür ve bu virüs bulaşıcılığında hiçbir işe yaramaz. Tıpkı sosyal mesafe gibi.
Op. Dr. Bilgehan Bilge
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı
30 Haziran 2020
Kaynaklar:
İlişkili Haberler:
Comments