top of page

Diyorlar ki “MASKENİN ZARARI OLSA CERRAHLARA OLUR, ÖLSE CERRAHLAR ÖLÜR” KalpDamarCerrahı Dr.Özdemir

Güncelleme tarihi: 25 Şub 2023

Yazıdan SATIR BAŞLARI…


● Bazıları maalesef mantıksız maske kullanımı ve sokağa çıkma yasaklarının sempatizanı oldular.

Siz bu maskelerden hastalanan veya ölen cerrah yok diyorsunuz ya işte onu hiçbirimiz bilemiyoruz çünkü böyle bir çalışma da yok.

● Maalesef cerrahların çoğu kanser ve kalp hastalığından ölür. Kimse de maskelerin sentetik içeriklerini devamlı solumanın böylesi etkilerini araştırmaz, çünkü bu bir endüstridir, sürekli üretilmesi, satılması ve kazanç oluşturması gerekir, insan hayatı ne ki?

Hiç merak etmeyin, maskenin sürekli kullanımının sizlere ne zararı olduğu ile ilgili hiç bir çalışma yapılmayacak.

Bizler ameliyatlarda koşmuyoruz, yürümüyoruz, solunum sayısı ve derinliğini arttıran hiçbir şey yapmıyoruz.

Çalıştığımız ameliyathanelerde klimalar odayı 17-18 derecede tutuyor, havadaki rutubeti yok ediyor.

Biz, dipdibe maskesiz çalışılan, yemek yenen yerden çıkıp da çok daha az bulaş olasılığı olan açık alanlarda artist artist maske takılmasın diyoruz.

Bakıyorum adam tek başına araba kullanıyor, ağzında sıkı sıkı maske.


 

CERRAH MASKEDEN ÖLMEYEBİLİR AMA SEN OLUR OLMAZ HER YERDE TAKARSAN ÖLÜRSÜN.


Diyorlar ki “MASKENİN ZARARI OLSA CERRAHLARA OLUR, ÖLSE CERRAHLAR ÖLÜR.”

İşte konu o kadar basit ve kestirme değil.

Birincisi biz maskeyi kendimizi korumak için değil hastayı korumak için kullanıyoruz.


Siz bu maskelerden hastalanan veya ölen cerrah yok diyorsunuz ya işte onu hiçbirimiz bilemiyoruz çünkü böyle bir çalışma da yok, efendilerimiz uygun görmediği için.


Bilmeyince yok olmuyor, Türkiye’de 2020 Dünya Corona Yılında ölenlerin en az 2 katı insanın geçen yıl ve ondan önceki yıllarda coronavirüslerden öldüğünü, cenazelerine, taziyelerine gittiğiniz ama bu konu hakkında hiç bir şey bilmediğiniz gibi.


Maalesef cerrahların çoğu kanser ve kalp hastalığından ölür. Kimse de maskelerin sentetik içeriklerini devamlı solumanın böylesi etkilerini araştırmaz, çünkü bu bir endüstridir, sürekli üretilmesi, satılması ve kazanç oluşturması gerekir, insan hayatı ne ki?


Daha önceleri kullandığımız, yıkanabilen, çok defalar kullanılabilen organik pamuklu bezlerden yapılan maskeler değiştirildi. Bizleri ne olduğu belli olmayan kimyasal elyaf maskelerden yıllarca hava soluttular, solutuyorlar. Tıpkı GDO lu gıdaları yedirdikleri, kanserojen temizlik malzemelerini sağa sola püskürttükleri, derelere, denizlere, yağmurlara, içtiğimiz sulara karışmasına izin verdikleri hatta teşvik ettikleri gibi.


Belki bu maskeler nedeniyle de hastalanıp ölmemiz işlerine geliyordur. Hem tecrübeli cerrahlar olmasa daha çok insan ölür. Maksat nüfusu da azaltmak değil mi? Hem biz cerrahlar bir de uyanık, inatçı, cesur ve dik kafalıyız ya. Milleti de durduk yerde uyandırmaya çalışıyoruz, çok da sevilesi şeyler değiliz sistem sahipleri için.


Hiç merak etmeyin, maskenin sürekli kullanımının sizlere ne zararı olduğu ile ilgili hiç bir çalışma yapılmayacak. Sizler de bir şey bilmeden mutlu mesut olarak Coronavirüslerden değil ama belki de maskelerden, belki de sağa sola devamlı püskürtülen ne idüğü belirsiz kimyasal dezenfektanlardan dolayı toparlanıp gideceksiniz.


Şimdi yürürken, koşarken, işyerinde çalışırken tüm dünya -birkaç bilimsel akıl ve mantıkla yönetilen ülke dışında- insanlarına maske taktırıyorlar.


Ancak fark şu ki;

  • Bizler ameliyatlarda koşmuyoruz, yürümüyoruz, solunum sayısı ve derinliğini arttıran hiçbir şey yapmıyoruz.

  • Sokakta yürürken maske takmıyor, acil servislerde muayenehanelerde müdahalede bulunurken de maske takmıyoruz. Kurtulabildiğimiz ilk anda maskeyi atıyoruz.

  • Çalıştığımız ameliyathanelerde klimalar odayı 17-18 derecede tutuyor, havadaki rutubeti yok ediyor. Sizler bazen gölgede 30-35 derece güneşte 45-50 dereceye varan, havadaki nem oranı yüksek olduğu için oksijen parsiyel basıncının düştüğü bir ortamda efor sırasında, yürürken, koşarken, sohbet ederken, gülerken, kahkaha atarken, bağırmak için derin nefes aldığınızda maskeyi en derinlerinize kadar soluyor olacaksınız.

  • Sağı solu ellediğiniz ellerinizle farkında olmadan tam ortasından tutup sürekli düzelttiğiniz maskenize ektiğiniz virüsler nemli ortamda ağzınızın ortasında çoğalıp boğazınızda, burnunuzda, sinuslarınızda ve sonrasında akciğerlerinizde festival düzenleyecekler.

Biz maske takılmasın demiyoruz, takılacaksa şimdilerde sırf finansal nedenlerden dolayı çalıştırılan restoranlar kafeler, ofisler, fabrikalar, atölyeler gibi yerlerde çıkartılabiliyorsa riskin en az olduğu dış ortamlarda da takmaya da gerek yok diyoruz.

Biz, dipdibe maskesiz çalışılan, yemek yenen yerden çıkıp da çok daha az bulaş olasılığı olan açık alanlarda artist artist maske takılmasın diyoruz.

Bakıyorum adam tek başına araba kullanıyor, ağzında sıkı sıkı maske, bulaşmanın neredeyse imkansız olduğu kırda, etrafta kimsenin olmadığı sokakta, insanlar yanyana geçişirken 2 saniyenin bile sürmediği caddede ağzında sıkı sıkı maske. Her işletmeye girerken alnına bir ateşölçer dayanıyor. Ne anlaşılıyor bundan sizce? Kuluçka süresi 14 gün demek, virüsün vücuda girdiği andan ilk belirtilerin ki ateş bunlardan birisi ortaya çıkmasına kadar 14 gün boyunca taşıyor, bulaştırıyor demek.

Bu dayatılan yöntemin tek faydası bu cihazlardan dünyada milyonlarcasının satılmış olmasıdır. Yani faydası yine küresel ve yöresel efendilerimize.

Bunlar mı o çok beğendiğiniz akılların size dayattığı korunma yöntemleri?

Herkes tarikatına geri dönse de tekrar bilimsel aklımızla işimizi yapmaya devam edebilsek.



Türk Anavatan’ın Bursa Vilayeti - 22 Haziran 2020

Op.Dr. Mehmet Okan Özdemir

Kalp Damar Cerrahı



Kaynak:

► M.Okan Özdemir'e ait Cerrahın Seyir Defteri Facebook Sayfası



ÖZGEÇMİŞ

Op. Dr. M. Okan Özdemir, 1985 yılında Bursa Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra zorunlu hizmetini 1985-1987 yılları arasında Rize Fındıklı Verem Savaş Dispanseri Başhekimi olarak sürdürdü.

1987-1992 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak çalıştı ve 1992 yılında uzman olarak SSK Bursa Bölge Hastanesi'nde Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı olarak göreve başladı. Bu sürenin önemli bir bölümünde Klinik Sorumlusu ve İSO Kalite Eğitmeni olarak görev yaptı.

Askerliğini İzmir Hatay 8OO Yataklı Askeri Hastanede tamamladıktan sonra kesintisiz olarak 17 yıl çalıştığı Bursa Çekirge Devlet Hastanesi'nden 2010 yılında emekli oldu. 1992 yılından bu yana 22 yıldır kesintisiz olarak muayenehanesinde serbest hekimlik yapmakta, aynı zamanda Acıbadem Bursa ve MedicalPark Bursa Hastanelerinde konuk cerrah olarak çalışmaktadır.

3.707 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page