top of page

Korona, Medya ve Politika Üzerine

Güncelleme tarihi: 2 Tem 2020


Mevcut durumda da eski ve işe yaradığı bilinen propaganda kuralları yine geçerlidir: konuya ilişkin ne kadar az şey bilinirse o kadar fazla varsayım yapılır. Dikkatli okuyucular için ise bu, farklı medya kuruluşlarının ve yazarların standartlarını ve odağını değerlendirebilme fırsatı sunar.

Örneğin, biri şu soruları sorabilir:

  1. Kim testleri pozitif çıkan vakaları ve ölümleri bu insanların gerçekten virüs taşıyarak mı yoksa virüs yüzünden mi öldüklerini sormaksızın kayda geçiriyor?

  2. Kim “21 yaşındaki futbol antrenörü korona virüsünden öldü” türünden manşetler atıp, bu kişide tanısı konulmamış kankanseri olduğu bilgisini yazmayı sona bırakıyor?

  3. Kim çoğu ülkede 65 yaşının altındakiler için normal aralıkta, 65 yaşının üzerindekiler içinse ciddi bir grip salgını aralığında olan bir hastalık için fazladan ölümler konusuna eğiliyor?

  4. Kim tüm ölümlerin %60’a varan oranda genel bir “tecrit” ile hiç de daha iyi korunmayan bakım evlerinde olduğuna işaret ediyor?

  5. Kim testleri pozitif çıkan insanların sayısının yapılan test sayısı ile orantılı arttığını, yani yüzde olarak sabit kaldığını doğruluyor?

  6. Kim aktüel veriler, gerçekler ve arka plan bilgileri yerine, virüsler, koruyucu giysiler ve tabutların korkutucu görüntülerini tercih ediyor?

  7. Kim genel olarak virüs test kitleriyle ilgili çok iyi bilinen sorunları ve özellikle de şu anda kullanılan virüs test kitlerinin klinik geçerliliğinin eksik olduğunu tartışıyor?

  8. Kim WHO’nun önceki olaylarda ve bu olayda da oynadığı sorunlu role vurgu yapıyor?

  9. Kim mevcut duruma politik veya coğrafi bir boyut katmaya çalışıyor?

  10. Kim çarpıcı olmaktan uzak ölüm sayıları ve ölüm profilleri nedeniyle inandırıcı bir senaryo olmaktan çoktandır çıkmış olduğu halde hala “biyolojik silahlar”dan söz etmeye devam ediyor?

Neredeyse kırk yıldır her fırsatta ortaya atılmakta olan biyosilahlar söylentisi, en başta jeopolitik ve psikolojik bir amaca hizmet etmektedir. (Aynı zamanda bkz: History of Biological Warfare (Biyolojik Savaşın Tarihi)

Basite indirmek gerekirse, size testleri pozitif çıkan insan ve ölüm sayılarına ilişkin eksponansiyel grafikler gösteren kim olursa olsun sizi aldatmaktadır (veya kendilerini aldatmıştır). Mevcut durumda yalnızca gerçek soruları soranlara güvenilebilir. Onlardan da fazla bulunmuyor.

SPR’nin (İsviçre Politika Araştırmaları) danıştığı tıbbi ve askeri uzmanlar şu andaki gelişmelerin analizini yaparken üç olası senaryoyu akılda bulundurmayı tavsiye ediyor (“üç P”):

  1. Tehlikeli bir virüs pandemisi

  2. Medya tarafından kışkırtılmış bir kitlesel psikoz

  3. Potansiyel bir psikolojik operasyon

Son zamanlardaki psikolojik operasyonlara bir örnek olarak, Suriye’de sürekli yapıldığı ileri sürülen ve 2019’dan beri Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü OPCW ve başka uzmanlar tarafından sürekli olarak düzmece olduğu ortaya konulduğu halde, kitle medyası tarafından gerçek olmadığı yine de asla haberleştirilmeyen sözde kimyasal silah saldırıları verilebilir.

Amerikan Güvenlik Kurumu NSA’yı medyaya ifşa eden Edward Snowden, haberlerde yer alan korona krizinin, daha sonra asla kaldırılmayacak olan küresel gözetleme ve denetim önlemlerinin kitlesel ölçekte yaygınlaştırılması için kullanıldığı uyarısında zaten bulunmuştur. Fransa’da yaşayan Arjantinli virolog Pablo Goldschmidt, bir “küresel medya terörü” ve “totaliter önlemler”den sözediyor.

52 görüntüleme

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


● “Uyuyan milletler ya ölür ya da köle olarak uyanır” - Nutuk (Atatürk)

 

● Önce seni görmezden gelirler, Sonra sana gülerler, Sonra sana saldırır ve seni yakmak isterler. Sonra da anıtını dikerler. (Nicholas Klein)

● Alay etmek baskı gibidir. Uygar bir ülkede bir hareket, alay edilerek yok edilemediğinde yavaş yavaş saygı görmeye başlar (Mahatma Gandhi)

● Ülkenin senin için ne yapabileceğini değil, senin ülken için ne yapabileceğini sor (J.F.Kennedy)

bottom of page