Kov-it sahtekarlığının yüzlerce kanıtına ve belgesine eklenecek bir yenisi, 2020 yılının ölüm istatistikleri olacaktı.
Yaş grubuna göre ölüm sayılarını ve ölüm nedenlerini gösteren çizelgelerde önceki yıla göre istatistiksel olarak anlamlı bir değişiklik olmazsa, bu salgının(!) bir düzmece olduğuna matematiksel bir kanıt daha eklenmiş olacaktı.
Ne var ki yetkililer, beklediğimiz istatistiği yayınlamamayı seçti:
TÜİK, ölüm verilerini yayınlamayı belirsiz bir tarihe erteledi.
Matematiksel kanıttan şimdilik yoksunuz ama şimdi yeni bir art niyet kuşkumuz oldu.
Şimdiye dek böyle ciddi bir aksama olduğunda TÜİK’te görevden almalar olurdu. Bu kez olmadı. Bu haberden birkaç hafta önce kuruma yeni bir başkan, Sait Erdal Dinçer atanmıştı. Öncesinde atanan Ahmet Kürşat Dosdoğru ise üç gün içinde görevden alınmıştı.
Türkiye’de doktorların tuttukları ölüm raporlarının bir örneği aşağıdaki gibidir.
Doktorlardan dört adete kadar ölüm nedeni girmeleri istenmektedir. Çünkü hastanede gerçekleşen hiçbir ölümün tek bir nedeni yoktur, hazırlayıcı nedenler, kronik ve akut olgular olur.
Diyelim kişinin kronik astımı varsa, sonra grip enfeksiyonu olur, zatürreye çevirir ve ölürse rapora sırayla pnömoni, influenza ve astım yazılması gerekir.
TÜİK birkaç yıl önce bu yeni formları hazırladığında doktorlardan her bir hazırlayıcı nedeni ayrı ayrı yazmalarını istemiş ama bu uygulamayı yerleştirememişti.
Doktorlar merkezi kayıt sisteminden her bir hastanın tedavi geçmişini görebilmelerine rağmen yalnızca nihai etmeni tek ölüm nedeni olarak yazıp bırakma eğiliminde oldular.
Bu vurdumduymazlığın üzerine Kovid histerisi eklenince aşağıdaki gibi “Covid” yazıp gerisini boş veren bilimsel olmayan raporlar doldurdu ortalığı.
TÜİK’in normalde yayınladığı ölüm nedenleri veri çizelgesinde (bir örneği aşağıda) Solunum Sistemi Hastalıkları bölümüne baktığımızda ölüm nedenlerinin birkaç ana başlıkta toplandığını görüyoruz. İnfluenza (grip) bunlardan biri.
Şimdi TÜİK’in sıkıntısı şurada: 2020’de influenza ve öbür hastalıkların yanına “COVID” diye yeni bir satır açarlar ve “COVID” ölümlerini buraya yazarlarsa başta grip olmak üzere öbür solunum sistemi hastalığı satırlarında anlamlı bir düşüş görülmesi olası.
Yok, ölümleri grip satırına eklerlerse bu kez insanlar “Koronavirüs ölümleri nerede?” diye soracaklar. Yıllık toplam ölüm sayısında anlamlı bir yükseliş olmaması olasılığı da cabası…
Ne olduğunu bekleyip göreceğiz ama bu noktadan sonra TÜİK’in 2020 ve sonrasındaki ölüm istatistiğinin güvenilirliği hakkında haklı bir kuşku olacaktır.
Sağlık Bakanlığı’nın bugüne dek yayınladığı vaka sayısılarının gerçek olamayacağının kanıtı aşağıdaki grafiklerde açıkça görülüyor.
Üstteki siyah grafik, her nasılsa salgını izleme sayfasını daha 2019 yılında hazır eden Johns Hopkins üniversitesinin sitesinden, alttaki grafik drozdogan.com sitesinden alıntıdır.
Yazar: S.Ç.
