14 Eyl 20212 dakikada okunur

Aşılardan Zarar Gören Halkın Zorunlu Aşılamaya Karşı 1919'daki Protestoları

Güncelleme tarihi: 15 Eyl 2021

Sahte İspanyol Gribinin hemen sonrası

Ordudaki askerlerden sonra sıra halkı zehirlemeye gelmişti...

Protestocuların Pankart Yazıları

MASUMLARIN KATLİAMINI DURDURUN ! ZORUNLU AŞILAMAYA KARŞI PROTESTO

ALMANYA KÖKENLİ ZORUNLU AŞILAMA KALDIRILSIN !!

Aşı Zorunluluğuna Karşı Verilen İlanın Gazete Kupürü

Toronto halkının %80'i aşılamanın çiçek hastalığını önlemede etkisiz olduğunu ve sağlığa karşı bir tehdit olduğunu biliyor - özellikle çocukların sağlığına. Aşıdan ölüm oranı, aslında çiçek hastalığının ölüm oranından daha fazladır.

Yakın geçmişte kötü deneyimler yaşadınız. Doktor muayenesinde sağlam kabul edilecek yeteri kadar silah arkadaşınızın aşılardan sonra hastalandığına ve bazılarının da öldüğüne tanık oldunuz.

Dr. Thomas Stine (Çocuk Doktoru) :

Biz ve çocuklarımız dikkatli bir şekilde düzenlenmiş, programlanmış bir propaganda kampanyasının kurbanlarıyız ve bu kampanyada, çocukluk hastalıklarından birinin nadir görülen komplikasyonlarına tekrar tekrar maksimum tanıtım yapılırken, aşıların neden olduğu hastalık ve ölüm vakaları aktif olarak bastırılıyor.

Bu aktif bastırma, zorunlu aşıların olumsuz veya yan etkilerini dürüstçe araştıran herhangi bir profesyoneli sessizce korkutmak için kullanılır.

Dr. Lucija Tomljenovic (İmmünolog) :

Aşıların büyük ölçüde güvenli ve ciddi olumsuz komplikasyonlarının son derece nadir olduğuna dair yaygın kanaate rağmen bilimsel literatürün yakından incelenmesi bu görüşü desteklememektedir.

Judy Converse, (Halk Sağlığı Yüksek Lisans, Tescilli Diyetisyen, Lisanslı Diyetisyen) :

Tarihte ilk kez... çocuklar kendilerinden önceki nesilden daha hasta. Sadece biraz daha kötü değiller, fiziksel, duygusal, eğitimsel ve gelişimsel olarak oldukça daha kötü durumdalar.

Dr. Tetyana Obukhanych (İmmünolog, Felsefe Doktorası)

Kendimi hiç bu pozisyonda hayal etmemiştim, en azından felsefe doktoramın en başındaki immünoloji araştırma eğitiminde. Aslında, o zaman, tıpkı herhangi bir tipik immünolog gibi, aşı kavramına çok hevesliydim.

Ancak yıllarca immünolojide araştırmalar yaptıktan, amirlerimin bilimsel faaliyetlerini gözlemledikten ve aşı konularını analiz ettikten sonra, aşının bilimin dünyayı kabul etmeye ikna edebileceği en aldatıcı icatlardan biri olduğunu anladım.

Doktora eğitimim boyunca aşıya sadık bir şekilde inandım. Neredeyse yirmi yıldır, gençlik yıllarımda kızamık ve boğmacaya yakalanmamın nedeninin bu hastalıklara karşı aşılanmamış olmam olduğuna inandım. Daha sonra, çocukluk aşı kayıtlarımı kontrol etmem gerektiğinde, aslında hem kızamık hem de boğmaca aşısı olduğumu keşfettim ve ortaya çıkan çelişki, aşının ardındaki immünolojik teoriyle ilgili önceki tüm inançlarımı yeniden incelememi gerektirdi.