Stanford Üniversitesi’nden iki tıp profesörü, Dr. Eran Bendavid ve Dr. Jay Bhattacharya, makalelerinde Kovid-19’un ölümcüllüğünün kat kat fazla gösterildiğini ve olasılıkla İtalya’da bile yalnızca %0.01 ile %0.06 olup gripten daha düşük olduğunu anlatıyor. Bu abartının nedeni çoktan enfekte olmuş (belirti göstermeyen) insanların sayısının önemli ölçüde azımsanmasıdır. İtalya’da nüfusunun tamamına test yapılmış olan Vo belediyesinde, %50 ile 75'inin testleri pozitif çıkan ve belirti göstermeyen kişiler buna bir örnek olarak veriliyor.
Enfeksiyon sayısı, yapılan testlerin artan sayısıyla aynı oranda olup, devam eden bir virüs salgını olmadığını gösteriyor (Dr. Richard Capek, ABD verilerine göre)
Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacıların yaptığı bir ön çalışma Kovid-19 pozitif hastaların %20 ila 25’inin, diğer grip veya soğuk algınlığı virüsleri için de pozitif çıktıklarını göstermiştir.
Alman araştırmacı Dr. Richard Capek yaptığı bir sayısal analizde şunu ileri sürüyor: “Korona salgını” aslında bir “test salgını”dır. Capek, test sayısı eksponansiyel olarak artarken, enfeksiyonların oranının sabit kaldığını ve ölüm oranının düşmüş olduğunu gösteriyor ki bu da virüsün kendisinin eksponansiyel olarak yayıldığının aksini anlatır.
Enfeksiyon sayısı, yapılan testlerin artan sayısıyla aynı oranda olup, devam eden bir virüs salgını olmadığını gösteriyor (Dr. Richard Capek, ABD verilerine göre)
ABD’de işsizlik sigortasına başvuru sayısı hızla yükselmiş ve bir rekor kırarak üç milyonu aşmıştır. Bu bağlamda, intiharlarda da bir artış beklenmektedir.
Almanya’da testi pozitif çıkan ilk hasta şimdi iyileşmiş durumdadır. 33 yaşındaki bu kişi hastalığı, kendi ifadesiyle, "grip kadar ağır" yaşamamıştır.
İspanyol medyası, Kovid-19 için hızlı antikor testlerinin en az %80 olması gerekirken yalnızca %30 hassasiyeti olduğunu bildirmiştir.
2003'te Çin'de yapılmış bir araştırma, SARS’tan ölüm olasılığının, orta düzeyde kirli havaya maruz kalanlarda, havası temiz bölgelerdeki hastalara oranla %84 daha yüksek olduğu sonucuna varmıştır. Ağır hava kirliliği olan bölgelerde yaşayan insanlar arasında ise %200 daha yüksektir.
Alman Kanıta-Dayalı Tıp Ağı (EbM) Kovid-19 konusunda medyanın verdiği haberleri eleştiriyor: “Medya haberleri talep ettiğimiz kanıta-dayalı risk iletişimi ölçütlerini hiçbir biçimde hesaba katmıyor. (...) Diğer ölüm nedenlerine değinmeden ham verilerin sunulması riskin olduğundan fazla gösterilmesine yol açıyor”.
Bergamo'dan gelen en son rakamlar ortalama ölüm oranlarının orada 2020 yılı Mart ayında, normalde 200 ile 300’den yaklaşık 900 kişiye çıkarak, neredeyse 4 kat arttığını gösteriyor. Bunun ne oranda Kovid-19, ne oranda kitlesel panik, sistemik çöküş ve tecritin kendisi gibi başka nedenlerden kaynaklandığı henüz belli değildir. Görünen o ki kent hastanesi bütün bölgeden gelenlerle dolup taşmış ve sistemi çökmüştür.
Dr. Gerald Gass, Alman Hastaneler Birliği Başkanı, Handelsblatt gazetesi ile yaptığı bir söyleşide “İtalya’daki aşırı durumun çok düşük yoğun bakım kapasitelerinden kaynaklandığını” anlatmıştır.
“Kovid-19 paniği”ni en başta ve yüksek perdeden eleştirenlerden biri olan Dr. Wolfgang Wodarg, sağlık grubuna başkanlık ettiği Transparency International Germany adlı kuruştan koşullu olarak ihraç edilmiştir. Wodarg, eleştirileri nedeniyle zaten medya tarafından da ciddi biçimde saldırıya uğramıştı.
Amerikan Güvenlik Kurumu’nu (NSA) medyaya ifşa eden Edward Snowden, hükümetlerin mevcut durumu sürveyans devletinin alanını genişletmek ve temel hakları kısıtlamak için kullandığı uyarısında bulunuyor. Şu anda yürürlüğe konulan kontrol önlemleri krizden sonra kaldırılmayacaktır.
► Kaynak: A Swiss Doctor On Covid-19
Comments